2 Haziran 2011 Perşembe

ilyada ve odysseia homeros

YUNAN MEDENİYETİ (MÖ:1200-338)
Yunan Medeniyeti M.Ö. 5. ve 4. yüzyıllarda ve Roma İmparatorluğu M.Ö. 2. yüzyıldan M.S. 2. yüzyıl arasında tümüyle köleliğe dayanıyordu. Yunanlılarda köleler endüstride zanaatta tarımda ve evde kullanıldı. Örneğin 5. yüzyılda Yunan kentlerinde kölelerin sayısı kentli nüfusunun iki mislinden fazlaydı
Yunanlılar M.Ö. 200 yılında hayvan derisinden parşömeni geliştirdiler. M.S. 150'de ilk kez parşömen yuvarlak rulo yapma yerine kitap yapmak için sayfalar içine katlandı.
Yunan şehir devletleri güç olarak birbirlerine denk olduklarından birbirlerine karşı üstünlük sağlayamamışlardır. Bu nedenle Yunanistan'da İlk çağda milli bütünlük sağlanamamıştır. Sadece ülkelerini ele geçirmeye çalışan Persler'e karşı birlik sağlamışlar ve Peleponnes Savaşlarında Persler'i yenilgiye uğratmışlardır.
Yunanistan'da halk; soylular tüccarlar köylüler ve köleler olmak üzere sınıflara ayrılmıştı. Bu sınıf farkları. sınıflar arası çekişme ve mücadeleyi doğurmuştur.
Ege ve Yunan Medeniyeti'nin ilk ortaya çıktığı yer Girit Adası'dır. Bu medeniyet buradan diğer adalara Mora ve Yunanistan'a yayılmıştır. En önemli eserleri Knossos Sarayı'dır.
Demokrasinin ve politikanın kaynağı kabul edilen eski Yunan toplumunu ele alalım. Politika kelimesi bugün kullandığımız "polis" kelimesinden türemiştir. Daha açık bir ifadeyle Yunan siyasî düşüncesinin (Hellenist kültürün) temelini polis kavramı oluşturur. Atina'da kadınlar ile sayıları 365 bin olan köleler ve yabancı kökenli metoikler siyasî hakka sahip değildir. Sayıları 20 bin civarında olan bir zümre (başta filozoflar olmak üzere) yönetimi sağlamaktadır. İşin ilginç tarafı köleler eğitim yoluyla "köle" olduklarının şuurundan uzaklaştırılmışlardır. İşte hellenist kültürün mahiyeti... Bütün siyasi bilimcilerin çağdaş uygarlığın temelde hellenist kültüre ve hellenizm dinine dayandığı hususunda ittifak ettikleri malûmdur. Nitekim Dawson'un şu itirafı meseleye açıklık getirmektedir: "Helenizm'i bir yana bırakacak olursak ne batı medeniyeti ne Avrupa insanı düşüncesinin doğması mümkün değildir.’’ Klasik Hellenizm; M.Ö. IV. ve V. yüzyıllarda Yunan şehirlerinde gelişen Yunan kültürü demektir. Bilindiği gibi eski Yunan kültüründe nitelikleri yetkileri ve hünerleriyle tıpatıp insana benzeyen binlerce ilâh mevcuttur. Bir Yunan tarihçisi "Bu insan özellikleri taşıyan ilâhları Homeros'la Hesiodos yaratmıştır" demektedir. İnsanın hevâ ve heveslerini ilâh edinmesi hellenist kültürün temelidir. Batı medeniyeti (nâm-ı diğer çağdaş uygarlık) temelde hellenist kültüre dayandığına göre karşımıza "modern putperestliğin" çıktığı gerçeği kolayca kavranır. Bu çağdaş putperestlik aile hayatından devlet teorilerine ekonomik sistemlerden insanlık tarihine ve siyasî mücadelelere kadar her alanda gücünü hissettirmiştir. Aklı yeterli bulan ve dini hafıfe alan modern insan kendi ilâhlığını ön plâna çıkarmıştır.
Dorlar; MÖ: 1200 yılında Yunanistan’a gelerek Akalar’ı yenmiş ve buranın yerli ahalisini köleleştirmişlerdir.
Dorlar; Yunanistan’da şehir devletleri adı verilen Polisler kurdular. Önce krallıkla daha sonra Tiranlık kuruldu.
Atina şehir devletinde krallığın yıkılması üzerine soyluların egemenliğine dayalı Arhon adı verilen ve yıldan yıla seçimle göreve gelen bir Aristokrasi kuruldu.
Yunanlılar ile Persler arasında Pers-Yunan savaşı (MÖ:492-449) yapıldı. Savaşı Yunanlılar kazandı. Böylece Persler’in batıya doğru yayılması durduruldu.
Perslerin yenilmesi üzerine Atina ve Sparta liderliğinde (Pelaponnesos Savaşları) iç savaş yapıldı. Savaşı Sparta kazandı. Fakat Yunanlılar; bu savaşla zayıf düştüklerinden MÖ:338 yılında Makedonya kralı XI. Filip Yunanistan’ı aldı.

--CSHTR ; <font color="red">Online Vatan Flood Koruması Aktif. Yeni Mesaj Zamanı </color></font> </phrase>
<phrase name="pdp_spacer2" date="1244900000" username="Paul M" version="3.8.002"><![CDATA[---------- Post added 20:31 at 20:30 ----------
Kolonicilik Faaliyetleri

Nedenleri:
. 1- Nüfusun artması
2- Toprağın yetersiz olması
3- Gemiciliğin ve denizciliğin gelişmesi
4- Çiftçilerin borçları
5- Partiler arası çekişme
6- İktidardan düşen partililerin anavatanı terk etmesi
7- Maceracıların ortaya çıkması
Sonuçları:
1- Borç köleliği ortaya çıktı.
2- Burjuva sınıfı ortaya çıktı.
3- Bilim ve felsefe gelişti
4- Yeni yerler bulundu
5- Kolonilerden bol ve ucuz mallar geldi
6-Toplumda borç köleliğinin ortaya çıkması ve fakirliğin getirdiği hoşnutsuzlukları
gidermek amacıyla anayasal çalışmalar yapıldı.

Yasa Çalışmaları

1- Dragon Yasaları (MÖ:620)
Halk arasında var olan hoşnutsuzlukları gidermek amacıyla soylular tarafından Dragon görevlendirildi. Dragon yazılı olmayan hukuku yazıya döktü. Fakat sınıf ayrılığına son veremedi.

2- Solon Yasaları (MÖ: 594/3)
Solon; borç köleliğini kaldırdı. Halk mahkemelerini ve halk meclislerini kurdu.


3- Kliesthenes Yasaları (MÖ: 506)
Halk meclisini devletin gerçek temsilcisi yaparak gerçek anlamda demokrasinin oluşmasını sağladı.

Kültürel Özellikler
• Yunan Halkı sınıfları ayrılmıştı. Bunlar
a) Soylular
b) Hürler
c) Yanaşmalar
d) Köleler
• Yunanistan’da Polis adı verilen şehir devletleri kurulmuştu.Önemli şehir devletleri; Atina Sparta Korint’dir.
• İlk demokrasi Yunanistan’da; Atina şehir devletinde ortaya çıktı.
• Yunanistan’da ki yönetim şekilleri; Krallık Tiran Aristokrasi ve Demokrasidir.
• Perslerle savaşarak onların batıya doğru yayılmalarını durdurdular.
• Deniz ticareti ve koloniciliği ile uğraştılar.Akdeniz ve Karadeniz’de ticaret koloniler kurdular.
• Yunan kolonilerin Fenike kolonilerine göre daha uzun ömürlü olmasının nedeni Yunanlıların kolonilerini vatan edinmiş olmalarıdır.
• İyonlardan Fenike alfabesini aldılar. Roma İmparatorluğu da Yunanlılardan alarak Latin alfabesini oluşturacak.
• Yunanlılar; çok tanrılı bir inanışa sahiptirler. En önemli tanrıları Zeus’tur. Yunanlılar; tanrılarını insan şeklinde düşünmüşlerdir.
• Tanrıları onuruna Olimpus dağında Olimpiyat oyunları düzenlemektedirler.
• Yunanlılar arasında siyasal bir birlik olmamasına karşınkültürel ve dini bir birlik bulunmaktadır.Olimpiyat oyunları ve dilYunan toplumları arasında bir birlik oluşturmaktadır.
• Yunanlıların dünya uygarlığına sundukları en önemli hizmet demokrasidir.
• Yunanlılar felsefe ve bilim alanında da önemli çalışmalar yapmışlardır.
Felsefe alanında; Sokrat Eflatun (Pluton) ve Aristo’dur.

Yunan Medeniyeti:
-Dorlar’ın Mora ve çevresini işgal etmelerin.; den sonra oluşan uygarlıktır. En parlak devrini M.Ö. 5 ve 4. yüzyıllarda yaşamıştır.
-Yunanistan polis adı verilen şehir devletlerinin birleşmesiyle kurulmuştur. En önemlileri Atina Isparta Larissa Korint ve Tebai'dir.
-Tarım alanları az olduğundan ticarette gelişmişler ve koloniler kurarak zenginleşmişlerdir.
-Yunanlılarda toplum sınıflara ayrılmıştır ve sınıflar arasında eşitsizlik vardır Yönetim şekli asillerin üstünlüğüne dayalı demokrasiydi. Ama bu herkesin ihtiyacına cevap vermiyordu (Aristokratik Demokrasi).
Arhon adı verilen yüksek dereceli memurlar bu sınıf farklılıklarını ortadan kaldırmaya çalıştılar; Drakon: Kan davalarını önlemeye yönelik ceza kanunlarını çıkardı. Ancak asillerin haklarını koruduğu için karşı çıkıldı..
Solon: Borç yüzünden doğan köleliği kaldırdı halkı kazançlarına göre sınıflara ayırdı. Klistenes ise: Asillerin seçtiği Dört yüzler Meclisi yerine halkın seçtiği Beş yüzler Meclisi'ni kurdu. Zenginlikten doğan sınıf farklarını kaldırdı.
Yunanlılar çok tanrılı dinlere inanırlar ve tanrıları insan şeklinde düşünürlerdi. Tabiattaki varlıklara benzetilen tanrılarının en büyüğü Zeus'tu. Olimpiyatlar Tanrıları adına yaptıkları spor müzik ve şiir yarışmalarının adıydı. Yunanlılar pozitif bilimler edebiyat ve güzel sanatlarda ilerlemişlerdi.


o Eski Yunan Medeniyeti Doğuda Büyük Alexandra döneminden sonra yaşamaya devam etti ve Helen bilimi Mısır Suriye ve Pers İmparatorluğu’ndavarlığını korudu. Yunan eserleri Yakın Doğunun Lingua Franca Aramice dillerine çevrilerek Grek bilimi Pers ve Hint bilimleriyle bir arada olma olanağı buldu.
Bilime verilen önem Aristoteles Euklides Hippokrates ve diğer Yunan klasiklerinin büyük ölçüde Arapça’ya çevrilmesini sağladığı gibi İbranice'deki eserler ile Suriye kaynaklı eserler de Arapça’ya çevrildiler.
Bu çevirilerin bir çoğu Süryani- Kadim ve Nesturi Kiliselerine bağlı Hıristiyan Araplar tarafından yapıldı. Ancak bu eserler kelimesi kelimesine çevrilmek yerine yorumlanıp eleştirilerek onlara ek metinler biçiminde yazıldı.Böylece Müslümanlar sık sık sözünü ettiğimiz Helen kültürünün gerçek mirasçısı oldular. Onlar kapsamlı çevirileriyle bu mirası koruyup yönettiler.
Bu çeviri faaliyetleri Suriyeli Doktor Juneyn bin İshak ile doruk noktasına ulaştı. Huneyn bin İshak yaptığı uzun seyahatlerde aynı eserin çeşitli metinlerini toplayıp onları birbirleriyle karşılaştırdıktan sonra Suriye’ce veya Arapça’ya çevirdi. 800’lü yılların başında Bağdat’ta Beytul-Hikmet adıyla bir akademi kuruldu. Bu akademide bir çeviri kurulu vardı. Bilim dili olan Arapça’ya çevrilen eserler orada toplanarak hizmete sunuldu